Cadde, Sen ve Ben

Çıkıyorun caddeye / Yine onlarca, yüzlerce 'Sen' caddede / Hepsi üstüme üstüme geliyor / Biri gözlerin, biri yüreğin, bir başkası ise; beynin olduğunu söylüyor....

yazı resim

CADDE,SEN VE BEN

İnsanlara bakıyorum,seni arıyorum
Yoksun!
Şu karşıdan gelen adamın gözleri nasıl da seninkilere benziyor
Onlar da koca bir ormanı barındırıyor içinde
O ormanda da kaybolan, yitip giden, belki kendini,belki boşa geçen yıllarını arayan kadınlar var mı acaba?
O ormanda uçsuz bucaksız mı?
O da hapsetmiş mi ziyaretçilerini?

Sendeki değerim ne?
Bir çınar ağacı mıyım görkemli, alabildiğine büyük; yoksa bir çam ağacı kadar özel miyim?
Belki de diğerlerinden farksız bir ağacım ha?
Söyle neyim ben? Senin için neyim?

Evet, şimdi seninle tanıştığım yerdeyim
Yeşilliklerin içinden bana gülümseyerek ‘memnun oldum’ dediğin yerde
Şimdi aynı yerde başka insanlar, başka sevgililer bizim izlerimizi silmek istercesine yürüyorlar
Durmadan, durmadan yürüyorlar!
Başım dönüyor
Ama yine de onları saatlerce seyredebilirim
Saatlerce orada dikilerek, bizi yok etmelerine bakabilirim
Böylece yüzlerce kez daha kazırım kafama ilk karşılaşmamızı
Ve ancak böyle inanabilirim yok oluşumuza

İşte! Biraz ileride ilk gittiğimiz kafe
Kim bilir kaç kez kaç kadınla gittin
Hiç aklına geldim mi oraya gidişlerinde, onu da bilmem
İçeriye giriyorum

Aynı masaya oturup, iki kahve istiyorum, o gün yaptığımız gibi
Bir de kül tablası istiyorum
Çünkü; biliyorum birazdan yakacaksın sigaranı ve yine inatla ‘sen de yak bir tane’ diyeceksin

Sigaran, kül tablan ve kahven karşımda, tam karşımda duruyor.
Ama kahretsin ki sen yine yoksun!
Her şey tamam da bir sen yoksun!
En dayanılmazı da senin yokluğun

Bekliyorum, defalarca yaptığım gibi seni bekliyorum
Hani biz buluşacakmışız da sen geç kalmışsın gibi…
Herhalde işi uzadı diyorum
Belki de dolmuş bulamamıştır,yaşanılan en yoğun saatler ne de olsa.
Bir saat, iki saat, üç saat…
Yoksun,yine gelmiyorsun
Bu kez reddetmiyorum seni
Her şeye inat, sana inat yakıyorum bir sigara
Evet diyorum evet sigaram bitsin,tüm yaşanmışları ve yaşanmamışları bırakıp gideceğim

Çıkıyorum caddeye
Yine onlarca, yüzlerce ‘Sen’ caddede
Hepsi üstüme üstüme geliyor
Biri gözlerin, biri yüreğin, bir başkası ise; beynin olduğunu söylüyor
Sen her yerdesin; ama hiçbir yerde yoksun
Paramparçasın, dağılmışsın
Dayanamıyorum seni böyle görmeye, seni böyle görmeyi istemiyorum
Senin gibi yürüyor önümdeki adam
O an adama haykırırcasına ‘yürüme, dur!’ demek istiyorum
Yapamıyorum
Seni daha kaç kez arayacağım bu caddede bilmiyorum
Seni bulma ümidiyle bir daha ne zaman düşerim yollara bilmem

Belki de bir gün seni arayışların anlamsızlığını anlayacağım
İşte o günü ‘özgürlük günü’ olarak ilan edip, aynı kafede zaferimi kutlayacağım, tekbir kahve isteyerek
Bir kadın, bir masa, bir kahve…

16.Ocak.2001

]

Başa Dön