Bizim Şerefli Yenilgilerimiz!..

Victor Jara'nın kesilen elleri bizim elllerimizdi. Engizisyon mahkemeleri aslında bizi yaktırtıyordu o yağlı odunlardan oluşan kor ateşlerde. General Franco aslında bizim insanlığımıza darbe indiriyordu. Moğollar Bağdat'ı aldıklarında bizi yağmalıyordu...

yazı resim

Ne kadar da çok yara aldı insanlığımız!..

Her savaşta, her darbede ve her katliamda en çok da insanlığımız katledildi.

Ne de çok yenilgimiz var bizim…

Moğollar, Bağdat’ı yağmaladığında;

Ortaçağda engizisyon mahkemeleri insanları yağlı odunların üstünde yaktırdığında;

Hitler, zavallı ve masum insanları Almanya’nın bekası için öldürttüğünde;

Franco ve İspanyol milliyetçileri iç savaştan sonra 35 yıl boyunca ülkeyi kanla yönettiklerinde;

Pinochet, Victor Jara’nın ellerini ibret olsun diye kestirdiğinde…

Bu vahşetlerin her biri yaşandığında hep insanlığımız katledildi ve her seferinde insanlığımız boğduruldu.

Ne de çok yenildik. Tarih bizim yenilgilerimizle dolu. Kitaplar , gazete sayfaları, dergi nüshaları, ansiklopedi ciltleri hep insanlığımızın gururlu mağlubiyetleriyle dolu.

Moğollar Bağdat’ı aldıklarında kitapları yakıyorlardı.

Biz bir yara alıyorduk.

Ortaçağda Avrupa’da insanları diri diri yakıyorlardı. İbret olsun diye bu işi alanlarda, meydanlarda yapıyorlardı. Cadı dedikleri ve zararlı olduğuna inandıkları masum ve çaresiz insanları yağlı odunlardan oluşan kor ateşlerde yakıyor, insan etinin kokusunu ciğerlerine çekiyorlardı.

Ve insanlığımız bir yara daha alıyordu.

Yakılanlar zararlıydı ve öldürülmeliydiler…

Hitler zamanında Almanya’daki kütüphaneler boşaltılıyor ve kitaplar yine bildik adreslerde, alanlarda, yakılıyordu.

O kitaplar Nazi rejimine zarar veriyordu…

General Franco’nun ispanya’yı diktatörlükle yönettiği 35 yıl boyunca, kendine göre gerekçeleri vardı ve bir grup insan Generale hak veriyordu. İspanya’da milliyetçiler, seçimlerle gelen ve iktidara oturan cumhuriyetçileri deviriyor 35 yıllık kanlı bir dönem yaşanıyordu. İspanyol milliyetçileri de şüphesiz kendilerine göre gerekçeler üretmişlerdi, onlar için kanın akması son derece normaldi.

Ve biz bir kez daha yeniliyorduk.

Victor Jara Şilili bir müzisyendi. Darbelere ve darbecilere karşıydı. Bir müzisyen olduğu için darbecilerin dikkatini çekmişti. 16 eylül 1973’de General Pinochet’in darbeci ordusu Şili stadyumunda Victor Jara’nın iki elini kesmişti.

Victor Jara katledilmeden önce stada gitarı ile giriyor ve şarkı söylüyordu:

“biz kazanacağız General, özgürlük kazanacak General”

Askerler stattaki diğer idamlıklara ibret olsun, özgürlük şarkısına eşlik etmesinler

Ve Victor Jara bir daha gitar çalmasın diye Jara’nın iki elini de kesmişlerdi.

Victor Jara kısık da olsa şarkısını söylemeye devam ediyordu:

“biz kazanacağız General, özgürlük kazanacak General”

Victor Jara 16 Eylül 1973’de spor müsabakaları için yapılan ama darbenin mezarlığına çevrilen Şili stadında hunharca katlediliyordu.

Biz bir kez daha kaybediyorduk…

Darbecilere göre Victor Jara zararlı biriydi bu yüzden yok edilmeliydi…

Bunların tümü yaşanırken öldürülenler, kanları oluk oluk, bir ırmak gibi akanlar oluyordu şüphesiz.

İnsanlar, insanlıklarını çeşitli gerekçelerin altına gömüyor ondan habersiz yaşıyorlardı.

Küçük çocuklar öldürülen anne-babalarının kokmuş ve çürümüş cesetleri üzerinde hıçkırarak ağlıyor, Hitler kamarasında kurmaylarıyla son saldırıyı şampanya eşliğinde kutluyordu.

Birileri çıkıp “durdurun şu vahşeti” diyor, Victor Jara katlediliyordu.

22 yaşındaki esmer kız sevdiğinden aldığı mektupları biriktirip olmadık düşler kuruyor, Franco ve milliyetçi askerleri darbe yapıyordu.

Ama her seferinde en çok da insanlığımız darbe yiyordu.

Ve biz bir kez daha yeniliyorduk…

Tarih bizim şerefli yenilgilerimizle dolu

Ama bir gün “özgürlük kazanacak general”…

Başa Dön