Bir Küçük Yolculuk

Uzaklarda bir yerlerde hatırlanıyor olmanın verdiği mutluluk var üzerimde. Kilometreler ötesinden gönderilen sevgi selini haber veren melodi heyecanın en duygulusunu yaşatmaya yeterli. Buralarda karanlık ürkütücü, doğduğum şehrin sokaklarına benzemiyor köşe başları. Elimdeki küçük kitabın sayfalarına saklanıyorum beni de götürsün en şiddetli aşkların yaşandığı o ülkeye diye.

yazı resim

Küçük bir pencere önünde oturmuş, seksen günde devri alemin kısaltılmış versiyonunu yaşıyorum.Parmaklarımla buluşmaktan zevk duyan yeşil elbiseli canım kalemim vasıta oluyor en güzel yolculuklara. Kimi zaman birkaç damla yaş eşlik ediyor küçük penceremden içeri sızan yağmurlara. Bir anı canlanıveriyor hemen halet-i ruhiyemde. Birkaç küçük kağıt sıkıştırılıyor avuçlarıma, dostluklarını dünyaya değişmeyeceklerimden.Ardından ben de bir şeyler karalıyorum memnuniyetimin göstergesi olarak.
Yüreğime sığdıramadıklarım dökülüyor dudaklarımdan. Hüzünle baktığını düşünüyorum gözlerime bütün evrenin. Kulağıma nağmeler fısıldıyor bu şehir. Küçük kolları bedenimi kocaman sarıyor halbuki. Bir bir sönen ışıklar yeni bir aleme perde aralıyor. Başım önde değil bu defa.Yüreklerin birliği, duaların içtenliği beni rahatlatan. Sabahın en hareketli saatleri eşlik ediyor düşlerle karışık yolculuklara. Yollar bitmiyor bu defa.Uzaklara dalıp dalıp giderken ilişiyor kulağıma radyodaki en yanık sevda. Hissettiğim umutsuzluğa tezat, mutlulukla anlatılamayacak kadar garip.Bir nevi tevafukların denizinde yelkenlerimi açmış yüzüyorum. Ne yapmam, nereye gitmem gerektiğinden habersiz yönetiliyorum gizli bir güç tarafından. O güç ki; Rahman olan, Rahim olan… En güzel sıfatlara malik olup en zor anlarımızda dudaklarımıza konuk olan…
Uzaklarda bir yerlerde hatırlanıyor olmanın verdiği mutluluk var üzerimde. Kilometreler ötesinden gönderilen sevgi selini haber veren melodi heyecanın en duygulusunu yaşatmaya yeterli. Buralarda karanlık ürkütücü, doğduğum şehrin sokaklarına benzemiyor köşe başları. Elimdeki küçük kitabın sayfalarına saklanıyorum beni de götürsün en şiddetli aşkların yaşandığı o ülkeye diye. Fakat geç olmuyor en derin hülyalarına daldığım uykudan uyanmam. Gerçek korkulacak bir şey olmaktan çıkmış. Toz pembe dünya güncelleşiyor ,çoktan kanatlarımı açmış uçuyorken.
Şimdi bulutların ülkesinde anıların penceresinden bakıyorum. Gördüklerim, birçoklarının görmek isteyip de göremediklerinden. Yüreğimden avuçlarıma döküle bir kısım yıldız yön veriyor hayatıma. Karanlıklar aydınlık olma yolunda ilerliyor. Ve dudaklarımdan; gözyaşlarıyla vedalaştığım geceden kalma bir şiir dökülüyor:

‘‘ Ömür ki, bir kurak çöl
Onu tek bir güne böl;
Şebnem gibi doğ ve öl
Yıldızlı bir gecede… ’’

]

Başa Dön