BİR KAVUŞMA MESELESİ
Adam : Kelimeler kolay çıkmaz bazen biliyorsun . Her ayrılık sonrası böyle oluyor insan . İçimden komik şeyler yapmak geliyor aslında. Etrafımda bir öbek inssn , kahkahalarla yıkılmak istiyorum . Öyle ki gülmekten kasıklarıma ağrılar girmeli , popçular kadar şen şakrak olabilmeliyim örneğin . Son zamanlarda bir onlar var bu kadar neşeli olabilen ya da bana öyle geliyor . Olayın bakmak ve görmekle bir ilgisi olsa gerek . Bakılanların güzelliği bizimde güzelliğimiz ya da çirkinliğimiz değilmi ? Böyle söylememiş miydi şair ? “Güzellik gözlerdedir bakılanlarda değil.”
Kız : Böyle konuşarak neyi çözümlemeye çalışıyorsun . olanların hiçbiri benim suçum değil ve sen kör gözlerinle bunu görmemekte israr ediyorsun . Gözlerin varsa güzeldir , anlamadığın bu . Oysa sen sımsıkı kapattığn gözlerinle , olmadık yargılara varıyor ,bilinmedik sonuçlar çıkarıyorsun . Sanki ben yokum , sanki onlar yok . Sadece sen varsın , ve dünya, evrenin bu zavallı gezegeni , senden özge kimseyi dinlemeye çalışmıyor . Anlasan , bir yerlerde bir yanlış var ve iki yanlıştan bir doğru çıkmıyor hiçbir zaman .
Yetkili I : Burada bir girdi yapmam gerekiyor . İkinizin arasındaki olaylara karışmak istemem ama bir yetkili olarak duruma el koymak zorundayım . Bakmakta olduğunuz her neyse veya bir görmeme durumu söz konusuysa bunun bir şekilde belgelenmesi gerekiyor . Bu ülkede hiçbir şey havada kalmamalı . İnsanlarımızıntüm sorunlarına çözüm bulmak zorundayız . Siz isterseniz kabul etmeyin ama ilgili kurumların konuyla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattıklarını size bildirmek zorundayım .
Adam : Bu hep senin suçun diyorsun . Ancak bununla ilgili bir yasa maddesi gösteremiyorsun bana . Cezası ağır bir suçun yasa maddelerince belirlenmemiş olması ürkütücü bir durum . Suçumun sabitliği belirlenene kadar sıçsuz kabul edilmek en doğal hakkım olsa gerek .
Kız : Yanılıyorsun bence . Suçsuzluğunu kanıtlamak senin sorunun . Ben kendi hesabıma oldukça rahatım . Her şeyi düzeltmek için eliden geleni yaptım , direnen sendin . İlişkimizin toplumsal boyutunun irdelenmesi tamamen senin sorumluluğundaydı . Sen sorumluluğunu yerine getirmedin ve bu yüzden yetkililer duruma el koymak zorunda kaldı . Oysa herşeyi aramızda halledebilirdik . Sen beni sevebilir , bana ilgi gösterebilirdin . Ne bileyim gecenin bir vakti sigara içme bahanesiyle evimin önünde evimin önüne gelip penceremden beni görebilmek için bekleyebilirdin veya yolda yürürken ellerimi eline alıp alışılmadık şeyler söyleyebilirdin . Suçlusun .
Yetkili II : Anlamadığınız şey kurumumuzun hassasiyeti . Danışmadan bazı işlere girdiğiniz için başınz belaya girecek . Bazı sertifikalarınızı elinizden almak zorunda kalabiliriz . Düşüncelerinizi birbirinize açmaktan kaçındığınız gibi bize açmaktan da kaçındıınız . Bir çuval inciri berbat ettiniz . Ülke ekonomisiyle oynadınız . Siz , evet , siz de suça iştirak ettiniz.
Adam : Kim bu adam ya da adamlar ? Neden herşeye karışıyorlar , bizi nereden duyuyorlar ?
Kız : Bilmiyorum , yetkili olduğunu söylüyor ama ne konuda yetkili olduğunu belirtmedi . Bence fazla üstüne durmayalım . Onlar yokmuş gibi davranalım . Hem bence sen konuyu dağıtmaya çalışıyorsun . Dağıtılımış bir konu içinde kendi rahatlığını sağlama amacı güdüyorsun . Anlatmak istediklerini anlatmamak için her yolu deniyorsun . Tükendiğimizin farkındasın ama bundan bile kaçıyorsun .
Adam : Niye öyle diyorsunki ? Şurada bir problemi çözmeye çalışıyoruz , sen kalkmış neden bahsediyorsun . Konuyu dağıtmak isteseydim bunu gayet iyi yapabilirdim . Herşeyi birbirine karıştırıp sana kim olduğunu bile unutturabilirdim . Oturduğumuz şu masanın üstü kadar dağınık ve muğlak olabilirdi herşey. Düşün ki biz , sen ve ben yani , daha biz olmadan önce , sen ve bendik , sonralarıydı biz olamamız . 1+1’in 1 ettiği tek konumu , yani sevgiyi paylaşırken neden bunu bölmeye çalıştığımızı düşün .
Yetkili III : Eğitim sistemimizde böyle bir kavram yok . Bir yetkili olarak girdi yapmak zorundayım . Böyle şeyler söyleyerek gelecek nesilleri tehlikeye atıyorsunuz . Güç bela öğrettiğimiz şeyleri de unutturacaksınız . Oysa biz ne çabalar sarf ettik . Siz de iki güzide gencimiz olarak bunu hak ediyorsunuz. Konunun ilmi açıklaması için bakınız ; iligili kurumun , ilgili yayınının 8712. sayfası.
Adam : Ben diyorum ki birçok şey havada kalmış . Daha maddenin neyle ilgili olduğu bile belli değil . Boşa kürek çekiyormuşuz gibi geliyor bana . Sırf laf olsun diye konmuş bir maddeden yola çıkarak bir yere varamayız. Ortada iki kişi varken bir yetkiliye ya da bir kitaba halt etemek düşer . Baksana adamlar elele tutuşmayı bile bir takım kurallara bağlamışlar . Baş parmağın nereye yerleştirirleceğine neden karışıyor bu adamlar . Ne bileyim , ben belki elimi kafanın üstünde koyup dolaşmak istiyorum .
Kız : Öyle deme ama bunlar uzun araştırmalardan sonra yazılmış şeyler . Bir bildikleri vardır mutlaka . Hem ne kötülüğü var söylediklerinin .
Adam : Ne demek ne kötülüğü var ! Ben yaşarken nasıl olur da buna karışırlar . Tamam bazı şeylerin düzenlenmesi iyi güzel ama bu kadarı da fazla değil mi?
Yazar : Hayır beyefendi değil ! Kitabın yazarı ve savunucusu olarak bu sahnede yer almak zorundayım . Biliyosunuz ki biz mükemmel bir toplum oluşturmak için uğraşıyoruz . Ahlaki ve örfi değerlerimizi en üst seviyede korunak zorundayız . Ulvi amaçlar peşinde koşan bizler için , siz gençlerin böyle şeyler söylemesi esef verici , hatta asap bozucu bir durum . Size söylüyorum , ey bu ülkenin genç insanları ! Statükoya uyunuz ! Büyüklerinizin sizi düşündüğünü , sizin için düşündüğünü , böylelikle düşünme külfetinden sizleri kurtardıklarını asla unutmayınız . Sizin için yazdığımız kitaplara , fallara , verdiğimiz cezlara uyunuz ! Göreceksiniz ki yaşamak , biz istediğimiz sürece , sizin için çok daha kolay olacaktır . Arz ederim .
Yetkili I : Ediniz , sayın yazar , bu edilen araların hepsini bir araya toplayıp öyle arz ediniz ve bu utaanmaz gençlerin , bu kendinin bilmezlerin cezasını veriniz . Bu etkileyici konuşma karşısında saygıyla eğilmekten başka birşey gelmiyor elimden . Sonuna kadar arkanızda olduğumuzu bilmenizi isteriz .
Adam : Bunlar gemiye azıya aldı . Biz iki kiş değil miydik ? Oturup burada biribirimizden bahsetmiyor muyduk ? Ayrılığımızın ardından yeniden birlikte olmaya çalışmıyor muyduk ? Ait olamdığımız bu mekanda , yine ait olmadığımız bu insanlar arasında ne işimiz var bizim ?
Kız : Benim de kafam karıştı . Bu oynadığımız rol bana birşeyleri anımsatıyor . Sanki hatırlayamadığımız bir zamanda korku dolu bir oyunu izlemeye mahkum edilmişiz. Çıkmaya çalıştıkça batıyoruz . Battıkça çıkışımız güçleşiyor .Duyduğumuız seslerin anlamını yitirdiği zamanlardan biri bu . Tek başımıza kalma um uduyla gelmiştik buralara . Yetkililerin bizi burada da bulacağı hiç aklıma gelmemişti . Yetkisiz kalınası kalınası bir dünyada yaşama isteği sardı tüm benliğimi . Yetkili ve yetkilisiz sadece ikimizin baş başa kalabileceği bir yer yok mu acaba ? Oralara gitsek , birbirimize söcükler ısmarlasak , tüm dil ve etnolopji kurumları seferbere olsa , ilk defa bir işe yarasalar . İlgili yayınevleri tüm bu sözcükleri yayınlasa . Off..... Sevda üstüne tüm kitapları yaksak ve yeniden yazılsa herşey .
Yetkili IV : O bizim işimiz küçük hanım . Yakılacak kitaplar arasında elbette sevdaya dair kitaplar da var . Kurallara uymayan sevdalar anlatılamaz . Bunu anlatamadık , çektiğimiz sıkıntının nedenlerinden biri de bu . Siz bize yakmamız gereken kitapların listesini bir vatandaş olarak bildirin yeterli .
Kız: Çıldıracağım birazdan , biz ne desek , bu adamlar bir açıklama yapıyor . Ben açıklama istemiyorum ki , sadece içimden geçenleri yüksek sesle söylemiştim . Birşey yap ne olur , kurtar bizi bu kısırdöngüden .
Adam : Söz konusu kısırdöngü beni aşmakta güzelim , döngüye dışardan müdahale söz konusu. Devlet işe el koymuş gibi görünüyor . Şu ışık yüzüme vurmasa şusoba bana eskileri hatırlatmasa ve geleceğin hep güzel şeylere gebe olacağı düşüncesi aklımdan çıkmasa , bizi kurtarabilrdim belki . Ancak bu ilgili yasanın çeşitli maddelerine aykırı olabilirdi . Sen şu işi araştırıken ben biraz kendi kendime durum muhakemesi yapsam , yazılan bazı şeylerden ilham labilirim , cin ve peri meselelerinden uzak , ilmi araştırmalara dayalı bir metin çıkarsam ortaya , işi kıvırabilirsem bu kouyala ilgili bir brifing hazırlarım sana .
Kız : Yoruldum , daha seni , ...... Söylemek istediklerim vardı ya da ben öyle sanıyordum . Bunların bir kısmı sen ve ben , diğer bir kısmı ben , başka bir kısmı hava ve su üstüneydi . Sessizlik sağlamak üzere bir miktar suskunluk nile tasarlamıştım . Herşey yerli yerine oturacak , buradan sarmaş hatta dolaş bir şekilde çıkacaktık , sokaklarda aylak aylak dolaşacak , kendimizi kendimiz gibi hissedecektik . Ama araya yetkililer girdi , olayın adli mercilere aksettirilmesi an meselesi ve ben tüm yetkilileri makhkemeye vereceğim , kabul etmezlerse yüksek insani kuruluşlardan yardım talep edeceğim ve sevdiğim insablara son kez bakarak , büyük siyah bir arabaya bineceğim .
Adam gözlerini açtı . Sersemlemiş hissediyordu kendisini , neydi tüm bu rüyanın anlamı , sevdiği kız neredeydi , keskin bir yalnızlık vardı odasında. Sevda sözcükleri aradı aklının köşelerinde , telefona uzandı , artık zamanı gelmişti . O meşhur konuşmayı yapmak gerekiyordu . Ayrılıklar da kavuşmanın bir parçası değil miydi , kavuşma zamanı gelmişti belki de . Ama gözleri kapanıyordu yine .
Nikah Memuru : Yasaların bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı –koca ilan ediyorum .
Adam : Böyle olacağını biliyordum , sonunda bir resmi kuruluş yaşamımıza çeki düzen verecekti . İlişkimizin havada kalmasından rahatzız olan toplum ve hükümet birlikleri bizi bu şekilde bağlayacaktı .
Kız : Haklısın , bunun söylemeye dilim varmıyor ama haklısın . Bu kadar yetkilinin olduğu bir ülkede bizim de bir yetkilinin yetki alanına gireceğimizi bilmemiz gerekiyordu . Bağlanmamış bir sevginin sevgi olmadığını anlamalıydık . Ve şimdi biz resmi belgelerimizi cebimize koyarak bilinen yolculuğumuza gitmeliyiz. Durum değişikliğine alışmamız uzun sürmez , değil mi ?
Adam : Değil desem ne değişir ki ? Tut ki değil dedim , bu yetkililerce kabul edilecek mi ? “Değil” demek değil mesele , mesele direnmek meselesiydi ve biz bunu yapamadık .Artık ne desek boş , “dostların karnı açtı kıydık menekşe parasına” . Ben hiç birşey demiyorum , gir koluma kanuni birlikteliğim ve bilinen yolculuğumuza çıkalım .
Dündar BAYRAM