Kimsenin suçu yok.Bilirim tabancanın bile bir asaleti vardır.Kendimi vursam kurşun yüreğime saplansa, bütün silahlar benden iğrenir.Kendimi denizlere atsam, dalgalar bedenimi sahile vursa, martılar bile ağlamaz.Bilirim hayat boynumdaki kirdir.Yaşarken her gün gömlek değişsem de, ölümümden sonra kefenim üzerime kanımla yapışacak, o zaman kirimi kim çıkaracak? Boynuma ip geçirsem enseme yapışan bu kirden beni hangi intihar kurtaracak?
O kadar yalnızım ki ne eşim ne dostlarım ne de çocuklarım beni hiç anlayamayacak? Ah ölüm bile bana hiç yakışmayacak! İçimde yankılanan duygu çığlıklarımı kim susturacak? Bilirim yaşamak bir etikettir çok pahalıya mal olan.Ve hiç beceremedim yaşamayı, hep üzerimde ateşten elbiseler bırakmıştır.Bu yüzden bir yangının gözleriyle bakmak zorunluluğum yansır göz pınarlarıma.Artık gözyaşlarım bile benden utanır.
Bütün dualarımda ölüm istediği gökyüzünü deler.Kan yağmurları dökülür üzerime.Canımı acıtır tüm yağmurlar.Ne olur bağışlayın beni kuşlar.
Kimseden yana derdim yoktur.Sadece ben bir gözyaşı şişesiyim.Her saat her gün çile dolar bedenime.İçin için ağlarım da gözyaşı dökülmez gözlerimden. Dilediğince gülemeyen yüzüm, bir gözyaşının yanaklarımdan okşar gibi aktığını bile göremez.
Niçin beni kara geceler sever? Niçin gündüzler hep ışığımı yok eder? Üzerimde karanlığın beyaz kanatlı kuşları dolaşır.Beni uçurumlara uçurur bu ölüm kuşları. Ah yaşamak hep bana zehir olur.
Şu an sadece ölmeyi isterim.Çünkü kafeslerinden özgür bıraktığım tüm kuşların kanatları kırılır.Ve yeryüzünde sadece kediler dolaşır.Gözlerimdeki güvercin tedirginliğindeki kalbim çırpınır.Neden hep gözlerim ölümün gözleriyle buluşur.
Ben hiç hayata doyamadım.Bir dolu dolu nefes alamadım.Şu an sanki ben yeryüzünde yapayalnızım ve havada jiletler uçuşmaktadır.Ah canım yanmaktadır. Ben kimseyi sevmeyi bile beceremedim.
Hayat bana hep aynı şeyleri yaşatır.Hep aynı derede yıkanır bedenim.Sular akarken tenimden, tüm duygularım kurur o saatlerde.Artık herkes beni unutur.Sadece kelimelerim kalır geride.Bir hiyakenin arta kalan kahramanı olarak bana bir intihar mektubu düşer.
Ve kitaplardan yeryüzüne yaprak yaprak acılarım savrulur.
Yaşamak neden bu kadar gaddar olur? Hayatımdaki insanları silemem kaderimden ama insanların önce yüzlerini silerim.Sonra bir silüet gibi kalırlar beynimde.Bir gölge bir karanlık olurlar düşüncemde.Ve artık ben kendi karanlığımda yapayalnız kalırım öylece. Sadece kapımı ölüm rüzgarı çalar.Ve yine gözlerim ağlar.
Hayat dönüşü olmayan bir yoldur.Ve ben arkama bakmadan giderim. Önüme gözlerimi katarak ağlaya ağlaya giderim.
Bir İntihar Mektubu
Kimsenin suçu yok.Bilirim tabancanın bile bir asaleti vardır.Kendimi vursam kurşun yüreğime saplansa, bütün silahlar benden iğrenir.Kendimi denizlere atsam, dalgalar bedenimi sahile vursa, martılar bile ağlamaz.Bilirim hayat boynumdaki kirdir.Yaşarken her gün gömlek değişsem de, ölümümden sonra kefenim üzerime kanımla yapışacak, o zaman kirimi kim çıkaracak? Boynuma ip geçirsem enseme yapışan bu kirden beni hangi intihar kurtaracak?