bir yarım elma buldum
kül içinde senden
ısırıklı dediğinden.
sadece bir ısırık evvel olanları unut
sonrası bela-i berzah
yanıvermiş ısıranlar
ve külü buluta yükleyip kendi islerinde, kaybolmaya çalışmışlar
seviştiklerine bir ısırık bahane oldu diye,
dünya denen bir soğumacıklı kabuk yaratılmış.
sesler ve renklere elbiseler giydirilmiş etten, kemikte.jiletsiz dişler etleri bilemiş ve kendi tenlerine yapılmış bu düşünce denen eziyet.
bir beceri sanılmış düşünme, sorgulama yeteneği.
kafalarına sürülen boklar düşünceden saça dönüşmüş
dişil düşünmüş ve eli başında sürdükçe saçlar birikmiş hemde yoğun
erkil olan o zamanlar duygusalmış eli kalbilde gezmiş
canı yandıkca kollarına bacaklarına sürtünmüş...
bir ruh türemiş
ve
ateşin bulunmasından önce
kadın cilveleşmeyi öğrenmiş
havva-adem masum abi!
sonradan kaltaklık öğrenilmiş
ruhları fahişeleşmemiş
iki kişiye bu kadar yüklenmemek lazım değil mi?
biri çıkmış asmış kelimeleri
ve demiş
bunlar kural
saklanın aq
çıkanı yakarım
ebabiller gelmiş ve
içlerinde sakladıkları yüzlerini gösterenleri,
içlerinde sakladıkları sevişmişliklerini sergileyenleri,
içlerinde sakladıkları ulu orta cinsel tercihsizliği gösterenleri
yakmış
taşlamakmış amaç ama
kim akıl ettyse ebabillerin ayaklarındaki taşları yakmayı
kulşarda desen kalmış
pekde hoşlar aslında
ibretten çıkarılabilecek en güzel sonuç bu olsa gerek...
sevişmek istiyorum şimdi
benide yakın hadi!
bir kaç kuş, biraz odun
seviyorum onu
içimi dışıma döküyorum
hadi vurun
hadi bağlayın benim de kolalrımı ve saçlarım bitlenene kadar suya hasret susatın...
öldürün yiyorsa beni...
tüberkiloz
aids
kuduz
taşıyıcıda değilim
bizzat delinin kendisiyim..
cesareti olan!