Şeytan gözlü zalim atlılar
Yerin tozunu göğün dumanına kattılar
Tezelden geçip ovayı
Dağların ardında pusuya yattılar
Uğultulu bir akşam alacasında
Eski bir evin
Tozlu tavan arasında
Büyük bilge
Takkesi başında
Kan ve talandan oluşan
Lanetli savaşa
Utançla bakıyordu
Gittikçe kısılan
Kısıldıkça körelen
Gözlerindeki yaşlar
Kitaplarının üstüne
Çamur gibi akıyordu
Ansızın
Gördü onları
Yol arkadaşlarını
Gözlerinde şeytan
Ellerinde kılıçları
Doyumsuz bir öfkeyle
Sürüyorlardı atlarını
Bir uçtan bir uca yakarak
Akan salyalarını
Zevkle yalayarak
Sürdürmek için
Kanlı saltanatlarını
Koparmışlardı kökünden
Şehrin altın kanatlarını
Konuşmuyordu bilge
Titrek mum alevinin gölgesinde
Aç bir kedi kadar huzursuzdu
Oysa çok değil
Daha birkaç gün öncesinde
Kullandığı nazik dil
Anlatırken hayallerini dostlarına
Olağanüstü kusursuzdu
Saçı sakalı karışmış
Canı sıkkın
Düşündü bütün gece ölümü
Ölüm oldukça yakın
Yanılgılar içinde geçen
Mutlu ama
Yanlış bir hayatın
Son demlerinde
Kurduğu tuzak
Karanlığı
Bir bıçak gibi yararak
Çekiverdi son perdeyi
Katıksız bir zulmün
Mantık oyunlarından uzak
Aşkların
Ve zorlamaların bittiği
O vahşet gecesinde
Düşündü ölümü bilge
Düşündü tutkusunu kötülüğün
Gözyaşlarından korkarak
Şeytan gözlü zalim atlılar
Bilgeyi en sona bıraktılar
Bitince şehirdeki son direniş
Onu meydandaki ağaca astılar