Bencilliğin Rüzgarına Kapılmayın

insan oğlu neden bencillikle vedalaşma yoluna gitmiyor?

yazı resimYZ

BENCİLLİĞİN RÜZGARINA KAPILMAYIN

İnsan oğlu neden bencillikle vedalaşma yoluna gitmiyor?
Hayatımızda yer bulan ve bizlere paylaşımcı olmamız gerektiğini
unutturan bir duygudur bencillik.
Bir rüzgar halini alıp insanları önüne katarak hiç bilmediği yollara sürükler.
Yolumu şaşırmam iddiasında bulunanların bile yönünü kaybetmesinde
önemli bir rolü vardır.
Düşünmüyoruz ki bizleri esareti altına almakta olan bu duygu yüzünden
hayatımızda nelerden olacağız.
Aslında yapmamız gereken bir şey var, o da bencilliği hayatımızdan
sonsuza kadar çıkarmaktır.
Lakin bunu yapmak için bir türlü cesaretli olamıyoruz.
Gönül kapımızdan çıkarmanın yolunu tutmuyoruz.
Eğer bencilliği hayatımızdan çıkarıp atsak kendimiz için doğru bir
yola girmiş oluruz.
Doğru bir yol olduğuna inanmakta olduğumuz bu yolun sadece kendimize
faydalı olacağı inancı ile hareket etmemiz yapmakta olduğumuz en büyük
yanlışımızdır.
Bu büyük yanlışımız yüzünden önümüze değil de havaya bakmamız uğramakta
olduğumuz kayıpların önemli göstergesi olmuştur.
Yakamızı kurtarmak için çaba gösterdiğimiz bencillik duygusunun da
elinde oyuncak olduğumuz göz önünde bulunan tek gerçektir.
Nerede, nasıl, ne durumda olursak olalım hiç düşünmeden ilk önce yanında
bulunmamız gereken insanların yardımına koşmamız aşikardır.
Kendimizden ziyade bize ihtiyaç duyanların yanında olmak vazgeçmememiz
lazım gelen birinci görevimiz olmalıdır.
Bencilliğin yakasından kurtulabilmemizin yolunun yukarıda bahsetmiş
olduğum evrelerden geçtiğini düşünüyorum.
Sizlere anlatmak istediğim evrelerden geçemememiz sınıfta kaldığımızın
göz ardı edilemeyen örneğidir.
Bu izlenime nereden ulaştığımı soracak olursanız bunu da küçük bir
örneklendirme ile sizlere açıklamak istiyorum.
İzlemiş olduğum bir TV dizisinde bir öğretmen öğrencisinin derslerde
uyuduğunu fark ediyor ve neden uyuduğunu soruyor sorusuna cevap
alamıyor.
Buna rağmen derslerinde başarılı olduğunu görüyor.
Bir gün sokakta o öğrencisini ayakkabı boyacılığı yaparken görüyor,
yanına gittiği zaman öğrencisinin neden bu işi yaptığını öğreniyor ve
aynı mahalleden arkadaşı olan bir doktorla bu çocuğun yardımına
birlikte koşma yoluna giriyorlar.
Çocuğun annesini tedavi eden doktorla öğrencisine yardımcı olabilmenin
sevincini yaşamakta olan öğretmen birbirlerine şu güzel sözleri
söyleyerek bencilliği hayatımızdan çıkarıp atmamız gerektiğini
anlatıyorlar.
Öğretmen doktora çok temiz bir yüreğin var kardeşim, senin yerinde
başkası olsaydı bu tedaviyi reddeder hasta anneyi kapıdan geri
çevirirdi.
Doktor da öğretmen arkadaşına şu cevabı verir: O senin güzelliğin
kardeşim, sen öğrencinin durumunu fark edip bize getirmemiş olsaydın
biz hayatımıza sıradan bir şekilde devam ediyor olacaktık.
Öğrencinin ve annesinin ne zorluklar yaşadığını nasıl bir şekilde
yaşadıklarına şahit olamazdık, keşke herkes senin gibi olsa ve hiç
kimse birilerine muhtaç olmasa sözleri ile arkadaşına teşekkür eder.
Yazık ki bu durumda bir tek kendimizi düşündüğümüz için
etrafımızdakilerin yaşamakta olduğu zorlukları görmezden gelmemiz
bizlere bir arpa boyu yol alamadığımızı göstermektedir.
Demem o ki bencilliğin elini yakamızdan çekmesi için en güzel olan şeyi yapalım.
Omuz omuza verip düşenleri düştüğü yerden kaldırmak attığımız ilk adım olsun.
Ben bu örneklendirmeyi yaptım çünkü hayatımızda bu çirkin duygu öyle
bir yer kaplamış ki önümüzü görmemiz imkansız bir hal almış.
Önümüze çekilen perdenin kaldırılması başkasının değil yine bizim
elimizde olan bir şeydir.
Üzerimize düşen vazifelerimizi eksiksiz bir şekilde yaparsak bu
perdeyi bir daha inmemek üzere kaldırmış oluruz.
Bununda yolu Rabbena hep banacılığı yani bencilliği hayatımızdan bir
daha sokmamak üzere çıkarıp atmaktan geçecektir.
Bizim hayatımız boyunca yapmamız gereken tek bir şey var buda komşusu
açken tok yatan bizden değildir sözünü benimseyerek hayatımıza devam
etmektir.Bu güzel sözü benimseyerek insanların yanında bulunursak bencilliğin
yakasından kendimizi en güzel şekilde kurtarmış oluruz.

Başa Dön