Belki ıssız koyda,
akşam güneşi oynaşırken kıpırdayan denizin üstündeki yakamozlarla
Dirseklerim dizime dayalı yüzüm iki avucumun arasında bakarken kıyıdan
Derya yorgunu yelkenlisiyle,
uzun saçları yanık teniyle belirecek.
Beklide berrak bir gece ay nöbetinin başında savarken sırasını
Bankta oturup şehir ışıklarının sudaki silüliyeti mest ederken ruhumu
Daldığım bir rüyada bulup hep yanımdaymış gibi,
Ürkütmeden kolları omzumda belirecek
Ruhum verdiği mutluluğun teslimiyetinde
Beklide yağmurlu bir sabahın serininde tak tak seslerine açıp gözlerimi
Sıcak yatağımdan homurdanarak kalkıp
Ellerimi başımın üstünde kenetleyip, sırtımı geriye çekerek gerindikten sonra
Araladığımda kapıyı
Yolcululuğunu tamamlamış sığınmacı bir gezgin gibi
Paçalarından boşalan sularla sırtında çantası ıslak kirpiklerinin arasından bakan gözleriyle
Yağmurun altında öylece karşımda duracak
Biliyorum.
Neden buradayım ki şimdi,
Koylar bana uzak
Güneşi kim indirdi oradan
Bu dalgalarda ne,
Köpük istemedim ki
Neden hep puslu gökyüzü
Ve ben hep yorgunum
Çalsa kapım uyanamam
Yağmurda yağacaktı bu sabah
Söyleyin bulut nerde bulut