Bakmak ve Görmek

Mehtabın kadifeyi andıran mavimsi aydınlığında her şey daha bir başka görünüyor. Her şey öyle bir uyum içinde ki bu eşsiz uyumdan etkilenmemek elde değil.

yazı resim

Şu an okul lojmanının bahçesinde, eski bir sandalyenin üzerinde, ayaklarımı hemen karşımdaki zeytin ağacına uzatmış oturuyorum.Gökyüzünde tüm ihtişamı ve güzelliğiyle yeryüzüne neşe saçan mehtabı izliyorum. Ortalıkta tatlı bir hava var.Gün boyu hükmünü sürdüren kavurucu sıcaktan eser yok. Hatta biraz da serin. Hafiften bir rüzgâr gecenin büyülü havasına ayrı bir renk katıyor. Cırcır böceklerinin sesleri uzaklardan gelen köpek seslerine karışıyor. Bu arada kurbağaları da unutmamak gerek; sanki birbirleriyle yarışırcasına bağıran kurbağalar geceye ayrı bir melodiyle eşlik ediyorlar. Birkaç metre uzağımdaki dut ağaçlarının gürbüz yaprakları arasından bir görünüp bir kaybolan mehtap, geceye tüm damgasını vuruyor.Yıldızlar ise mehtabın esrarengiz ışığı karşısında ne yapacaklarını şaşırmış vaziyette isteksiz titriyorlar.

Mehtabın kadifeyi andıran mavimsi aydınlığında her şey daha bir başka görünüyor. Her şey öyle bir uyum içinde ki bu eşsiz uyumdan etkilenmemek elde değil.Âdeta insanın içine yumuşak bir huzur doluyor.Mehtap, yıldızlar, ağaçlar, böcekler, esen ılık rüzgârlar sanki geceyi güzelleştirmek için iş birliği yapmışlar.Gözlerim ister istemez yine mehtaba kayıyor ve başlıyorum düşünmeye... Bir an tüm vücudumun gevşediğini hissediyorum. Âdeta geceye karışıyorum.Gece tüm içtenliği ve sıcaklığıyla beni kucaklıyor.Ben ise gecenin bu dostluğuna karşı ona içimi açıyorum. Birden anılara dalıyorum. On iki yıllık öğretmenlik hayatımın bütün kareleri sanki bir film şeridi gibi gözlerimin önünden kayıp gidiyor. Yaşadığım iyi kötü her şeyi geceyle paylaşıyorum.Gece sadık bir dost gibi sessizce dinliyor beni. Ve yine gözlerimi mehtaba çevirdiğimde yerinden bir hayli uzaklaşmış olduğunu görüyorum.

Geceyle dertleşmek, doğayla bir şeyleri paylaşmak doğrusu müthiş bir şeydi.Çünkü bizler de doğanın bir parçasıydık.Doğayı hissettiğimiz sürece, doğayla bütünleştiğimiz sürece insanî özelliklerimizin de farkına varacaktık.Doğadaki güzelliklerin farkında olan insan elbette ki doğayı sevecek, doğayı koruyacak ve doğal güzelliklerin tahrip edilmemesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır.Söyler misiniz, pırıl pırıl bir gecede mehtabı izlemek, temiz bir havayı solumak, bir ağacın serin gölgesinde dinlenmek, rengârenk çiçekleri koklamak, şırıl şırıl akan bir kaynak suyunu yudumlamak, tertemiz bir denize dalmak ve temiz bir çevrede doğayla iç içe yaşamak kadar, insanı ne rahatlatabilir?...

Kuşkusuz, doğadaki güzelliklere hepimiz bakıyoruz.

Bir de görmeyi denesek...

Başa Dön