]
Günah dolu gecelerde,
sakarya'da kapadığımız gözlerimizi
.....'in masum güneşinde açardık.
ve o güneşle yıkardık kirli bedenlerimizi,
çırılçıplak vücutlarımıza değdikçe ışıklar,
akardı günahlar ayakucumuza...
ter kokusunun yerini
gül ve karanfil alırdı tenlerimizde.
şimdilerde aynaya baktıkça iğreniyorum kendimden...
yüzüme gözüme bulaşmış yalanlarından,
göğsüme sinmiş aldatılmışlıktan,
dudaklarından dudaklarıma sinen ihanetinden,
intiharın son nefesinde akan gözyaşlarımdan...
nefretle harmanlanmış bir sevda var şimdi bende,
nefretinle kapadığım gözlerimi,
sevdanla açıyorum her sabah...
ve artık ayışığıyla yıkıyorum bedenimi,
yakamoz oluyor senden arta kalanlar geceye.
her aklıma gelişinde bir yıldız yakıyorum göğe,
gecem gözlerin rengi...
bilmiyorum!.
nefret ettiğim insanı mı seviyorum,
sevdiğim insandan mı nefret ediyorum?..
sorularım sana değil!..
çünkü biliyyorum ki,
bana gerçekleri değil,
sadece söylemek istediklerini söyleyeceksin!..
işte bu yüzden, sadece bu yüzden,
kendi omuzuma döküyorum gözyaşlarımı..
kendi omuzuma gömüp başımı,
doya doya ağlıyorum gecelerde...
hıçkırıklarımı göğsümde biriktiriyorum,
bir umutla, belki gelirsin diye...
ve her öğlen denize bırakıyorum,
kızkulesi'nin kıyısından,
gözyaşlarımı ve bir çingene gülünü...
rüzgarların sana ulaştırdığı deniz kokusunda
BENİ UNUTMA!..