Ay Işığı Tutkusu

Karanlık akşamdan cesaret alıp izlemeye koyuldu. Her parçası onu isterken bir an durup düşünmeli miydi? Hele ki etrafta buram buram ay ışığı kokuyorken.

yazı resim

Karanlık akşamdan cesaret alıp izlemeye koyuldu. Her parçası onu isterken bir an durup düşünmeli miydi? Hele ki etrafta buram buram, ay ışığı kokuyorken. Daha ne kadar dayanabilirdi buna. Hayır, hayır dayanamazdı. Özgür kalmalıydı tüm çıplaklığıyla kirli düşünceler ya da sonsuzluğa gömülmeliydi arzuları gibi. Besbelli kendisiyle çelişiyordu.

Harekete geçme zamanı içinde bir dürtü gibi beliriyordu Dilinde ki koku onu çekiyordu. Kokunun tadını almak istiyordu artık. Giderek hızlandı, hızlandı. Uçuyordu adeta. Kalp atışları her adımıyla daha da alevleniyordu. Aklında ise tek bir düşünce vardı.

Onu kolundan tuttu ve sırtını sert bir şekilde kapıya dayadı. Kız, onu tanıdığından ne yaptığını anlamaya çalışırcasına büyük iri gözleriyle baktı, pembe dudakları gül lokumunu andırıyor gibiydi. Yakışıklı, gülün tadını almak uğruna yakınlaştı, yavaşça kıza doğru eğildi ve dudaklarını dudaklarında hissetti. Öyle tutkulu dokunuyor ve hafif ısırıklar alıyordu ki kurbanı ona karşı koymakta zorlanıyordu. Her ısırışında bir irkilme beliriyordu kızın suratında, canı mı acıyordu, yoksa günahları mı onu rahatsız etmeye başlamıştı?

Hafifçe iteledi delikanlıyı. Heyecandan nefes nefese kalmıştı yakışıklı, öylece duruyor o büyük iri gözlere bakıyordu. Artık biraz daha dinmişti içindeki şeytan. Mantıklı düşünmeye başlamıştı. Özür dileyip karanlıkta kaybolmalı mıydı? Yoksa biraz daha mı cennetin sularında yüzmeliydi? Bu o kadar kolay değil dedi kendi kendine, ama başka çaresi de kalmamıştı. Belki de çok korktuğu için hızla uzaklaşmayı tercih etmişti. Hala dönüp o incecik boynunda tüm tat hücrelerini gezdirmek istiyordu. Rüyaları belliydi artık, ondan başkasını göremezdi yalnız gecelerinde.

Ay ışığı ne olduğunu anlayamamıştı. Derin derin nefes alabiliyordu sadece. İncecik vücudu hala kapıya dayalıydı. Heyecandan, kalbinin onu yalnız bırakacağını düşünmüştü bir an. Dudakları artık kırmızıydı, Kan kırmızısı. Suratında ki şaşkın ifade biraz daha azalmıştı. Belki de o da gencin geri dönmesini istiyordu, başladığı şeyi bitirmeli diye bağırıyordu sanki. Yoksa neden baka kalmıştı, neden adını haykırmak isterken susuyordu. Delikanlı artık zor seçilir olmuştu yıldızlı gecede. Ve sonunda kayboldu o da arzuları gibi.

Yorumlar

Başa Dön