Atatürk'ün Türk Dili ve Türk Milleti Hakkındaki Sözleri

Türkün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. O halde; Ya bağımsızlık, ya ölüm!

yazı resimYZ


Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. (ATATÜRKÜN Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, s.652)
Ne mutlu Türküm diyene. (1933, Ankara) (Atatürkün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 319)
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. (1932, İstanbul) (Cumhuriyet Gazetesi, 05.10. 1932)
Efendiler, bu insanlık dünyasında en az yüz milyonu aşkın nüfustan oluşan büyük bir Türk milleti vardır ve bu milletin yeryüzündeki genişliği oranında tarih alanında da bir derinliği vardır. Türk milletinin kökünün dayandığı Türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası Nuh Aleyhisselamın oğlu Yasefin oğlu olan kişidir. Atatürk 1922′de Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130. toplantısının birinci oturumunda yaptığı konuşmada Türkler in kökeni hakkında böyle diyordu.
Bu ülke dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir ayrıcalıklı oluşumun olağanüstü çıkışına sahne oldu. Bu sahne yedi bin yıllık en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı, O çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. (Vecize, Millet Dergisi, Sayı : 16, 1948, s., 10-11 ve Türk Kültürü, 1969, s:85, Fethi TEVETOĞLU Atatürkün Türkü ve Türkiye Cumhuriyetinin Tarifi isimli makalesinde yer almaktadır. Ayrıca adı geçen vecizenin Atatürkün el yazısı ile bizzat yazdığı orijinal metninin tarihçi Cemal KUTAYın özel arşivinde bulunduğu belirtilmektedir.)
Türk; öğün, çalış, güven. (ÂFET İNAN, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, TTK. Yay. s. 304)
Türkün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. O halde; Ya bağımsızlık, ya ölüm! (1919, Ankara) (ATATÜRK, Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, s. 9-10)
Bu memleket tarihte Türktü, şimdi de Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (1923, Adana) (Atatürkün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 130)
Ben gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere Türk Ulusuna canımı vereceğim. (14 Haziran 1937) (Cumhuriyet Gazetesi)
Ulusal duygu ile dil arasında bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindedir. Yeter ki, bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Ulusu, diline de yabancı boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Milliyetin çok açık niteliklerinden biri dildir. Türk Milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk düşüncesine bağlı olduğunu iddia ederse, buna inanmak doğru olmaz. (Önder Mehmet, Atatürkün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, Ankara, 1998)
Ulusumuz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.
Yıllar geçtikçe, ulusal ülkü verimleri, güvenle çalışmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde, daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü, biz, esasen ulusal varlığımızın temelini, ulusal bilinçte ve ulusal birlikte görmekteyiz. (01 Kasım 1936) (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürkün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s.404-405)
Bir yurdun en değerli varlığı, yurttaşlar arasında milli birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygu ve yeteneklerinin olgunluğudur. (4 Şubat 1935) (ATATÜRKÜN Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1991, Cilt IV, s.643)

Başa Dön