en çok da burnunu seviyorum
en çok da yukarı doğru kalkıp buruşmasını
bana sevgiyle baktığında
yanyana iki koltukta oturuyoruz
sanki eski bir çağdan beri oturuyoruz
parmaklarının terine dokunuyorum
aşkın dokunuşunu yorumluyoruz böylece
var olan ne varsa suspus sana karşı
babanı ne kadar sevdiğini anlatıyorsun
durup dururken saçlarını öpüyorum eğilip
ikimize ait gizli sözcükler üretiyoruz
amansız ayrılıklar gibi çoğalıyor
birşeyler söylemek istiyorsun
tarifsiz bir suskunluğa geçiyorsun sonra
gözlerini böyle yumman '-seni seviyorum' demek
kadınım ah! onca korkuya onca yasağa rağmen
nasıl da karışıyor soluklarımız birbirine
biliyoruz aşk bizi biliyor biz de aşkı
en çok da içimizdeki çocuksu yanımız
en çok da akıp giden zamana karşı