Bismillahirrahmanirrahim
Nasıl da gülmüşlerdi sana gülüşleri onlara ağlıyorken
Hendek svaşı kazılırken siperler, dur dedi bir engel
Koca bir kaya, kıramadı aç, susuz ,güçsüz bedenler
Sana vardılar efendim sen vurdukça kayaya, gayb' dan haberler
Konstantiniye dedin, İstanbul fethedilecek
O ne güzel komutandır o ne güzel asker
Müşrikler lanetlendiler, sana kıs kıs gülerlerken
Sen daha burada, azınlıkta iken bizansı mı !
Bilemediler efendim seni; seni yaradan ne güzel
Şimdi 14 c.ahir 1428 biz istanbulda öksüz
Medinen bize uzak biz kendimize
Sev demeseydi rabbim gönlümüze
Nasıl severdik seni, sen bizi sokmasıydın gönlüne
Adıyaman, kahta, menzile vardım; efendim sen ordaydın
Utandım huzurunda ben sana günahlarla vardım
Baksaydım ne olurdu o nurlu yüzüne doya doya
Olmadı; ağırlığı sardı benliğimi, ruhum bu kadarını tartmadı
Sanki rabbim temizleyince yüreğimi bir koku sardı heryeri
Güllerin adı bile geçmediği gül kokun vardı efendim
Derken kılındı namazlar dualar edildi sen dönünce bize yönünü
Anladım ki seni bizden çok sevenler vardı adımız bile anılmazdı
Ellerin yumuşacıktı ellerin penbe tenli nurlu yüzün
Gözyaşlarım sel oldu gözlerime nurlar doldu
Hizmet dediler her defasında sanki melekler hep burdaydılar
Sofiler meleklerden de güzel melekler sofilerle güzel
Bir gece geldin efendim teşrif buyurdun
Rüyalar hiç bu kadar güzel olmamıştı korkmamıştım
O günden beri seni anıyor seni soruyor huzur bulmuyor
Dolmuyor efendim görmeye gelmesem tutmasam ellerini boşluğun dolmuyor.