Aşk bir kaktüs misali..
Ama sulandıkça çürüyen bir kaktüsten ziyade üzerinde milyonlarca dikeni bulunan bir kaktüs…
Biz her zaman olduğu gibi bu kaktüse anlam yükleyeceğiz.
Ve dikenlerini eros'un oklarına benzeteceğiz..
Kurak yağmursuz bir çölün ortasında tek başına bir kaktüs düşünün
Üzerinde milyonlarca oku var
Hani kazara oradan geçen birileri olursa
onu kendine aşık etmek için
oklarını fırlattığında ıskalamayayım diye....
Aslında o kaktüs bir zamanlar aşk tanrısı erosmuş
Öykü başlıyor;
Eros var olma nedeni olan aşkı paylaştırma olayını abartmış
Öyle ki oklarıyla iki kişiyi birbirlerine aşık etmesi gerekirken;
bir gün Poseidon ile deniz kenarında mangal partisinde rakıyı fazla kaçırınca
oklarının hepsini rast gele insanların üzerine atmaya başlamış.
Bu; sarhoş otomobil kullanma olayı gibi bir şey
O kadar abartmış ki işi
milyonlarca yıllık ok stokunu bir günde bitirmiş...
Sonuç;
günümüzde bir kişinin birden fazla kişiye aşık olması
aşkta yanılması
deneme yanılma meselesi
aşkın anlamını yitirmesi
aldatma
aldanma
………..
Eee tabi böylesi bir olaya sebep olan cezasız kalmamalı…
Eros cezalandırılmış
Tanrılık ehliyetine süresiz el konulmuş
Ve insanların kolay kolay uğramadığı çöllere sürülmüş...
Eros o gün bu gündür insanların kaktüs olarak bildiği bir bitki olarak varolmakta...
Bir gün herhangi bir şekilde elinize kaktüs dikeni batarsa; o yıl dikkatli olun
Eros’un bilinçsizce sağa sola fırlattığı oklardan olabilir.....
Yavuz İgret
(16-03-2004)
] ]