Ne kadar çok isteyebilir sevdiğini insan?.. Ne kadar çok paylaşabilir yokluğu benliğiyle?... Yoksa bitirebilir mi kendi hayatını, gerçek bir yokluğu yasamak adına?..
Dünyada en güzel şarkılar, karşılıksız aşklar üzerine söylenmiştir. Aşkların ancak karşılık buldukları zaman aşk olacağına inanan kimi sairlere inat, insanlık, askın yarattığı tüm estetiği kullanabilecek bir ilhama sahip olmuştur. Yâri yazmak, onu yasamaktan daha zor olsa bile, yılmamış, bin yıllarca anlatmış, yazmış ve okumuştur.
Yârini en iyi anlatan, yâri için en kolay ölebilecek kişidir. Bu yüzden türkülerimizde sevgililer, uğurlarında canını veren asıkların ağızlarından anlatılırlar. Yaşanan –yahut yaşanamayan- aşklar vücut bulurlar dillerde. Sesler kaybolmaz. Evrende dolaşır durur, ta ki onları duyacak ve anlayacak bir kulak bulana kadar. aşklar, tarihin en güzel aşkları, topraktan evrene sesle yükselir.
Aşk... Ve evren...
Kavuşmayı bilen iki sevgilidir.
Aşk
Yârini en iyi anlatan, yâri için en kolay ölebilecek kişidir.