Türkü, ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Kim tarafından söylendiği bilinmediğinden zamanla halka mal olmuştur.
İnsanımız, bütün dertlerini, üzüntülerini, sevinçlerini, sevgilerini türkülerle dile getirmiştir. Bu nedenle türkülerimiz, halkımızın derdini ve dünya görüşünü yansıtırlar. İnsanımızı, yurdumuzu en iyi şekilde anlatan türkülerimiz halkımız tarafından da çok sevilir. Bu nedenle yanık ezgileriyle tüm yurda yayılır ve herkesin diline düşer.
İşte bu türkülerden biri de Arap Ali Türküsüdür:
Mağusa Limanı limandır liman aman aman
Beni öldürende yoktur din iman
İskeleden çıktım yan basa basa aman aman
Mağusaya vardım kan kusa kusa
Uyan Alim uyan uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun
Mağusa Limanından aldılar beni aman aman
Üç mil uzağına attılar beni
Uyan Alim uyan uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun
Yanık ezgisiyle, hüzün verici sözleriyle Kıbrısta çok sevilen ve herkesin dilinde olan bu türkümüz, sadece Kıbrısta değil, Türkiyede de çok sevilen bir parça oldu. Özellikle Türkiyenin ünlü sanatçısı Selda Bağcanın bu türküyü okuması, türkünün daha da duyulmasına sebep oldu.
Araştırmacı Şevket Öznur, bu ağıt hakkında geniş bir makale yazdı. Makalesinde 1943 yılında Kıbrısın Mağusa Şehrinde İngiliz askerleri tarafından öldürülen Arap Ali için yakılan ağıtı konu edindi. Ağıtın nasıl ortaya çıktığını anlattı.
Ağıt, Türk edebiyatında, sevilen birinin ölümü ardından yazılan ve onu anlatan, öven şiirlerdir.
Bu ağıt, çok sevilmiş ve beğenilmiş, halk arasında türkü olarak söylenmeye başlanmıştır. Bu türkünün Kerkük ve Anadoluda da değişik varyantlarına rastlanmaktadır.
Şevket Öznura göre, Arap Ali, Limasolun Arnavut Mahallesinde oturan Zenci Arap Mahmut Efendi ile beyaz ırktan Hatice Hanımın oğludur. Arap Alinin bir erkek, iki de kız kardeşi vardır.
Arap Ali oldukça mert ve cesur bir Türk gencidir. O, yemeyi ve içmeyi seven birisidir. Mağusada gümrükte çalışır.
Olayın geçtiği gün, işini bitirip biraz eğlenmek amacıyla bir meyhaneye girer ve içmeye başlar. İngiliz askerleri de aynı meyhanede içki içerken Arap Aliye sataşırlar. Bu nedenle aralarında bir kavga başlar. Kavga sırasında, Arap Alinin İngiliz askerlerinden sekiz süngü darbesi aldığı ağıttan anlaşılmaktadır. Yere yığılan Arap Ali, hemen orada can verir. Cenazesi memleketi olan Limasola getirilir ve cenaze namazından sonra Türk mezarlığına defnedilir.
Bu genç ve yiğit delikanlının ölümü o yörede öylesine etkili olmuştur ki adına ağıtlar yakılmış ve bestelenmiştir. Böylece bu ağıt-türkü, günümüze kadar gelmiş, sürekli okunmuş ve söylenmiştir.
Dilden dile sürüp gelen bu türküler, günümüzde de aynı heyecan ve zevkle söylenmiş ve dinleyenler tarafından büyük beğeni almıştır.
Geçmişimiz hakkında da bize bilgi veren bu tür ürünler edebiyatımız için de çok iyi bir kaynaktır.
Ezgisiyle de ayrı bir güzellik taşıyan bu türkümüz bu gün Türkiyede de birçok kimsenin dilinden düşmemekte ve böylece Kıbrısa ait olmasından dolayı ülkemizin de iyi bir tanıtımı yapılmaktadır.
Yıllar önce bu topraklarda yaşayan Arap Ali bu gün bile Kıbrısımızın adını tüm dünyaya duyurmaktadır.
Bu türküyü hala daha dinlemediyseniz büyük bir zevkten mahrum olmuşsunuz demektir. Kalkın ve hemen bu türküyü dinleyin. Çok şey kazanacaksınız
.