Anne bana masalını anlat!
Masal gibi olmuş hayatını,Tekirbahçe'deki hayıt dalını
Poyrazliman'da kaybettiğin oyuncağını
Tavaklı'dan dönerken batayazan sandalını
Kına gecende giydiğin bindallını anlat!
Anne bana türkü söyle!
Kendi içindeki hüzünlü türkünü
Sarıkayalar'daki dalgaların türküsünü
Karakaşlı Yar'ını...Evreşe Yolları'nı...
Ayana tepelerine tırmanırken
Eşeğin arkasında, beline sarıldığın
Dedemin söylediği "Telgrafın Telleri'ni" söyle ağlamadan
Denizlere at toplayıp sol anahtarlarını
Anne bana fıkra anlat!
Ateş böceklerinden nasıl kolye yaptığını
Kiremiti tükrükle taşlara sürtüp
Nasıl avuçlarına kına yaktığını anlat mesela...
Aliağa'nın damında vişnelerden küpe yaptığını anlat
Kimseye söylemem korkma!
Çocuk yaşta gelin olup elinde roman
Gaz ocakları başında nasıl uyuya kaldığını
Yanık fasülyeleri nereye gömdüğünü
Kaynanan görmeden, kargaların nasıl da bulduğunu
Kedi enciklerini nasıl yıkayıp, boğula öldüklerini...
Anne bana ninni söyle!
"Uyusun da büyümesin hiç" de
"Benim oğlum okusun ninni" de
"Oğlum gider halasına
Halası da pek hayın kadın
Tuz doldurmuş torbasına..." de
bana Poyrazliman'ın sıra sıra kavaklarından
Yahya'nın Bahçesi'ndeki kara dutlardan
Arasıra yumurta aradığımız kamışlardan
Lodos alkışlarla çırpınan dalgalardan öğrendiğin
En Adalı türküler söyle!
Anne bana Adamı anlat!
Yalnız Adamı, Çileli Adamı
Deniz ortasında kesilen göbek bağlarını
Terazi Yanı'ndaki zeytin dallarını
Kekliklerini pırnarların ve
Adalı yüreklerimizin en derinlerine saklanan
Güzel sırtlı ada tavşanlarını anlat!
Adalı'nın kaderini dönen dolap beygirlerini
Hafız Ahmet'in damının yanındaki rüzgar gülünü
Kumlara gömdükçe kaçan Asker Karıncaları'nı
Çakır gözlü Fatma'ya aşık
Mecnun Ayaz Hüseyin'i, garip Sidikli Memed'i,
Uzun Memed'i, Kürt Emini, Topal Taki'yi
Sele Kadın'ı anlat bana
De ki; bağ bozumlarında yediğim üzümle ekmek,
En güzel kahvaltımdı de,
Üzümler kasalara istiflendikten sonra
Ahlat ağacının altındaki uykular
Çok tatlıydı de!
Traktörde ekmek içine koyup eteğinde sıktığın
peynir ve zeytine Kara Tavuk denir
Nar gibi domatesle ne güzel yenir de!
Tayyare Meydanı'nın öyküsünü anlat bana
Adayı baştanbaşa neşeye boyayan
O kıyıya vurmuş sis bombasını,
Sinarit zannederek çektiğimiz yılan balıklarını
Hıdırallezlerde yanilen oğlak dolmalarını anlat!
Bana küçük adamının öyküsünü anlat anne!
Hani Ada sütüyle beslediğin,
Kalbini Katranbolluk'ta mühürlediğin,
Nereye gitse Adadan uzaklaşamayan,
Ayak kirası olarak on kuruş veren Nesibe Teyze'nin
Ayak küreği zannederek yıllarca cebinde saklayan
O küçük adamın,
1972 yılında kasaba parkında en içten sarılmış,
En yamuk gülüşlü oğlanla, en balık gözlü kızının
Ve senin "Küçük Melekler" diye ardına not düştüğün
Siyah-beyaz yarısı yırtık resmin
Öyküsünü anlat bana!
Bana gücünün sırrını fısılda anne!
Kırık kollarla kapında bekleyen mahalle çocuklarının
Nasıl kollarını alçıya aldığını,
Beş yaşında pencereden düşen oğlunu
Kucağına alıp nasıl hastaneye koştuğunu,
Kuaförlük kurslarına gitmeden
Nasıl gelin başı yaptığını,
Duvağına basılan Berat Abla'nın
Nikahında nasıl bir çırpıda yerine taktığını,
Çeyiz seren onca kızın
Usta desinatör diye peşinden koşuşunu,
Gecelerce ne tuvaletler diktiğini,
On parmağına on marifeti,
Aşçılığı, hemşireliği, doktorluğu,
Tezgahtarlığı, çiftçiliği, ressamlığı
Nasıl sığdırdığını fısılda bana!
Bana bir masal anlat anne!
Bir varmıış..de!
Bir yokmuş deme!