Huzursuzluğumun ikonasısın.
Uzun kirli tırnaklı eller sarmalıyor düşüncelerimi.
Dibe çöktü kıymıklar felsefesi,
Yosunlaştı anılar, yaşamın kuytu kenarında.
Cehennem kaydırağından itelenen,
Duygularda bir isyan, anlayan beri gelsin.
Bu yüreğin cenaze namazını bekliyor,
Nefesler dizi dizi.
Zaman, bir beden dar geldi.
Ötekilerin koşuşturmalarının ardından,
Çirkin ayak izleri.
Ve
Beddualar;
Buraları yer- yurt edinmeye başladı.
Sigara dumanlarından izin yok, göz gözü görmeye.
Büzüşmeler serenadı başlamak üzere.
Bir çakalın ulumasıyla
Notalar allak bullak.
Yaşanamayanların sordukları hesaplara,
Cevap verecek aranıyor.
Saçlarımda çoğalan aklarda, emsalsiz bir sadakat.
Keyif , üfürükçülerin dilinde.
Alkol ile anıların
Kaldırım sohbetleri, uzadıkça derinlere ,
Hüsran dört köşe.
Kırık saatlerdir,
Yakamdan tutup, gecelerden dışarı atar.
Eski bir Hicaz Taksimi
Çağrıştırır,
Moldovalı dilberin yalancı busesi.
Odur, tek yanımda kalan kar
(24.7.2011 tarihli 9.şiir kitabımdan)