Başkasının bir tanesi olduğunda
Kemikleri kırıldı kentin
Buzdan bir yıldız gibi kaydın
Herkesin ötekileştiği yığınların arasındasın
…
Üşüyen zeminlere uzanıp
Köşeleri zehirli repliklerde titredin
İhanet ettin!
Sen; pulları keskin balık
Suç ortağın sahte “mim”
Sana ne oldu sevgilim!
…
Ah! Öfkem dinmedi
Dağ devirdi / kök söktürdü
Koca şehri yerle bir etti
Buralar artık cehennemin ta dibi
Bakma öyle betonlaşan yüzünle
Sesi çatlıyor göğün sen inkâr ettikçe
Gözümde zerre kadar küçüldün
Sana ne oldu sevgilim
…
Sadakatin mührüne mum tozu süren
Hikâyenin ak alınlı geliniyim
Zihnimin eşiğine diken döşedim
Şaşmaz pusulam / dönmem yolumdan
Ayazını delerek
İzlerini silerek
Gidiyorum
Yolların iliğine efkâr bıraktım
Vedamı göğünün zarına astım
Küfürler ettim!
Çığlığı bastım!
Aklanamadın!
Sana ne oldu sevgilim
…
Uzat elini
Irmaklarım parmaklarından aksın
Alın yazından
Hayat çizginden
Siliniyorum
Avuçlarındaki masal çukuruna
Sevdamın naaş’ını bırakıyorum