Davul gürültü çıkarır. Davulcu gürültü yapar. Müslüman sahura uyanır. Hristiyan uykusundan olur. Ve adalet uyumaya devam eder. Dünya kim kime dum dumadır.
Davulcunun elindeki tokmağı almaya kalktığında, polisin elindeki copla karşılaşırsın. Ben oruç tutmuyorum desen, sopayla karşılaşırsın. Hıristiyan çan çan eder. Budist dum dum eder. Ateist tencere tava al sana al sana der, kafanı pişirir. Yahudi ben bilmem Yahova bilir der. Kulaklarını dünyaya tıkamak için iki tutam saç indirir. Adalet bamya olur, kimi sever kimi sevmez. Koca dünyanın başı döner. Adalet gözleri kapalı elinde terazi olan bir kadındır aslında. Eteğini gösterir, donunu gösterir ve sonra hakka, hukuka sırtını dönüp güzelce burnuna osurur. Kokuşmuşluk ortalığa yayılır. Herkes burnunu tıkar; ama adalet Marilyn Monroe gibi ızgaranın üstünde daha bir havalanır, eteklerini kaldırır. Adaletsizlik karşısında insanların etekleri tutuşsa da, adaletin etekleri yerlerde bir kuyruk gibi sürünür; çok gösterişli bir yalan olur. Adalet sarışın bir aptaldır. Onu temsil eden kadın aslında Marilyn Monroe'dur. Soyup soğana çevrilir, filmlerde oynatılır, senaryolarda hep onun adın geçer. Adalet vurdulu, kırdılı, tabancalı, bıçaklı, tecavüzlü bir Hollywood filmine dönüşür. Söyleyin kim böyle bir filme bilet alır?
Adalet sarışın bir aptaldır ve hep zencileri cezalandırır? Ne desen boş. Avukatlar sarışındır, hakimler sarışın. Saçın siyahtır, gözün siyahtır. adalet sana kıl olur.
Kimsenin adaleti kimseye uymaz. Öperim seni derler, oysa seni karanlığa gömerler. Zindanlar adaletin dudaklarıdır.
Dünya ay yüzlüdür. Adalet karanlık. Tüm yıldızlar gece bekçisi...Sabaha ulaşırsan davan belki aydınlığa ulaşır. Ama hüküm sabaha ulaşmaz.
