Kapı çalındı.uyuşuktum.sarhoştum.zoraki kalkıp kapıyı açtım.karşımda bir iskelet vardı.kendimi geriye doğru attım.üzerime yürüdü.elinde bir kağıt vardı.kolunda bir çanta.kağıtı yüzüme doğru dayadı.
“haciz” dedi
Bitmiştim.bana ruhsal bunalımlı bir haciz gelmişti.iskelet gülüyordu.
“acze düştüm yardım et”dedim
Sürekli gülüyordu.kağıdı ha bire suratıma dayıyordu.
Sonra çenesi açıldı.
“ruhunun senetleri”
“mantık borçları”
“niyet enflasyonu”
“gökyüzüne çay borcu”
“kaçışlarının hesabı”
“varlıklar eksi özsermaye tutkusu”
“yeter” diye bağırdım.elimdeki kadehi sonuna kadar içtim.bir kadeh daha koydum.”bir kadehte bana koy”dedi.koymadım.
Sonra konuşmaya devam etti:
“sana yardımcı olamam ben.senin suçların saçlarından akıyor.benim midem bile yok.içki içince kusmuyorum.sen ise habire kusuyorsun tutkularınla birlikte”
Evin üstünü altına getirdi.engellemek istedim ama kıpırdayamadım bile.evin içinde ne kadar imge varsa haczetti soysuz iskelet.
Çaresiz gözümü kapadım.uzun bir süre sonra gözlerimi açtığımda bir güvertedeydim.denize doğruydum.kusmak üzereydim.
Aciz ile Hacizin Paradoksal Niyeti
ruhunun senetleri” “mantık borçları” “niyet enflasyonu” “gökyüzüne çay borcu” “kaçışlarının hesabı” “varlıklar eksi özsermaye tutkusu”