Dumanlı bir nisan sabahıydı
Güneş baygın baygın doğardı
Irak topraklarında, düğün dağlarında
Serinden bir yel eserdi bağrıma
Akletim ıslanmış, ter damlardı alnımdan
Biz gece boyu yürüdük ırağa, düğün dağlarına
Saat dokuzdu sabah, güneş gülümsüyordu yüzümüze
Aniden kurşun yağmaya başladı üstümüze
Ayaktaydım, attım kendimi yerlere
Bir çanağın içinde sıçanlar gibiydik mermi sağanağında
Roketler (rpg 7 - 9 - 11 ler) patlıyordu üstümüzde
Kartuş kokuları keskin, burnumuzu deliyordu
Havada bulut değil barut kokusu hakimdi
Bomba yağıyordu gökten yağmur yerine
Bizde yerde sürünüyorduk delice
Anam geldi aklıma
Sen geldin
Gözlerin geldi
Vatanım Türkiye geldi
Irak topraklarındaki çatışmada
Biz pusuya düşmüştük kahpece
Sabahın erken saatiydi
Aramızdaki mesafe sadece kırk metreydi
El bombası atıyorlardı tepemize
Yani bizim sığındığımız yerlere, mevzilere
Rahatça el bombası atamasınlar diye
Hiç durmadan ateş ediyorduk bizde
Sanki yağmurdu mermiler
Islanıyorduk tanrım
Dans ediyorduk yerde mevzilerden mevzilere
Şokta olan vardı ağlıyordu
Koşuşturmaca
Sanki öbür dünyaya
Azrail konuğumuzdu ve kimleri alacaktı hiç bilmiyorduk
Uzaktan bir rus uçaksavarı olan doçkanın gümbürtüsü geliyor
Mermisinin seside şrak diye başımızın üstünde
Yada önümüzdeki kayalara çarpıp parça koparıyor kayanın etinden
Kuşlar geçmez, kartallar uçmaz oldu gök yüzünde
Akbabalar ölüm dansı yapıyordu kenarda sinsice
Ter damladı alnımdan toprağa, soğuktu
Bir CAN düştü on metre yanımda
Sol kaşının üstünden, kanaz mermisiyle vurulmuştu bin metreden
Süründüm yanına sıcacıktı teni
Kuş gibi hafifti, çevirdim yüzünü, tanıdım
Oysa yiğit Lütfi Üsteğmenim dağ gibi bir herifti
Sürüdüm onuda kendimide başka bir mevziye
Sonra orayada mermiler geldikçe bir başka yere
Baş başaydık, güleç yüzü adeta gülümsüyordu gözlerime
Kanı bulaştı ellerime, göz yaşlarım terle çamurla karışık düştü yüzüne
Sildim topraklı ellerimle
Allahım gözleri bana bakıyordu
Aklıma gazinoda beraber son oynadığımız batak geldi
Yendiğinde sevinçle attığı kahkahası geldi
Habur çayında el bombasıyla balık avlayıpta
Pişirip yediğimiz güzel günler geldi
Hem onu sürüdüm hem ağladım
Düşündüm, altı yaşındaki çocuğuna şimdi ne diyecektik?
Taburda lojmandaydı, babasını beklerdi gelişini
Nasıl kandıracaktık?
Şaşırdım, şaşaladım öğleni geçiyordu saat
Irağın içinde sıkışmıştık kamp basmaya giderken
Tabur merkezinden yüzyirmilik havancıların atışları dövüyordu
Kuzey ırak dağlarını, karşıları, militanları
Kobra helikopterleri gelip bombalıyordu pkk lıları
Mermilerimiz azalmaya başlamıştı
Sonrada sorti sorti f4 jetler geldi Diyarbakırdan
Yaktılar dağları, timler geldi, köyden korucular geldi yardıma
Ama boşuna, çünkü biz iç içeydik,
Bir birimizin öksürüğünü duyuyorduk
Adeta kucak kucağa
Onlar bizim daha üstümüzde ve hepimiz yüz metre alan içindeydik
Yardımlar ateş açamıyordu onlara, bizde vurulabilirdik
Onlar yukarıda tepede biz aşağıdaydık
Başımızı kaldırdıkça mermi vızıltılarıyla karşılaşırdık
Fakat hiç birimiz korkmadık
Canımızı bu vatana çoktan adayan Türk Ordusunun Türk çocuğuyduk
Yüz merelik mesafeyi sürünüp ateş ederek
Kahraman şehidimiz Lütfü Üsteğmenimizi sürüyerek
Tam altı saatte aldık
Ne kadar enteresan, bir futbol sahasını altı saate ancak aştık
Karanlık yaklaşıyordu, akşam yaklaşıyordu
Karanlık yaşam demekti, karanlık kurtuluş demekti
Toplamda altı şehit verdik, onlardansa ondört aldık
Karanlıkta ise arkalarına dolanıp hepsini gebertebilirdik
Zaman hızlı ama yavaş akıp gidiyordu
Saatler ne geçiyor ne geçmiyordu
Saniyeler hem uzun, hemde çok kısaydı
Mesafeler zaten yakındı, yüz metre içinde
Hem onlar hemde biz konuşlanıyorduk
Mermilerin geçişleri, vızıltıları bile heyecan vermiyordu artık
Apayrı bir dünyada, başka bir alemi yaşıyorduk
Bayram gibi
Düğün gibi
Alışmıştık
Yaşamak yada ölmek her şey boştu, hiç bir şeyin önemi yoktu
Anlamsızdı bu gün ve bu dünya, acımasızdı
Dizlerimde ağrılar hissettim, sürünmekten her tarafımız
Kayalardan çizilmiş, kan damlıyordu yerlere
Kan toprakla çamur olmuştu peşim sıra
Her tarafım sızlıyor sancıyor ve kanıyordu
Ama Lütfi Üsteğmenim yanımdaydı
Sürüdüm onuda alaca karanlıkta
Pkk lılar karanlıkta kaçıştılar
Sonra helikopterler geldi
Lütfi Üsteğmenime son bir kez bakıp helikoptere bindirdik
Son kez görüşümdü, son kez elini tutuşum
Ben azrailide yenmiştim ama o başaramamıştı ilk defa
Azraili yenmiştim işte namertlerle yaptığımız bu savaşta
Bir film gibiydi, her karesi canlı ve renkli
O gün bu gündür hayat ti dir bana
Sonra anam geldi aklıma
En çok onun için seviniyordum yaşadığıma
Çünkü o dayanamazdı bensizliğin acısına
Son nefesine kadar acıyla ağlayıp ağıtlar yakacaktı
İşte bu nedenle seviniyorum yaşadığıma
Birde Lütfü Üsteğmenimin çocuğu geldi aklıma
Keşke oda anam kadar şanslı olsaydı
Allah rahmet eğlesin, özledim seni yiğit Üsteğmenim
O tatlı günlerimiz hiç çıkmıyor aklımdan
Bu vatan sizin gibi yiğitlerin sayesinde
Sonsuza kadar Türk Yurdu kalacak
Çok sağol Mustafa Kemalin kahraman askeri
Hep aklımda
Hep içimdesin
Allah rahmet eğlesin
Kahramanlar asla ölmez
Not: Bu şiir 1994 yılında yaşadığım gerçek bir olaydan sizlere aktarılmaya çalışılmıştır.Şiirde adı geçen olay, yer ve kişiler tamamen gerçeğin bir kesitidir.
Not:
Aşağıdaki link şiir yarışma sayfam uğrayarak taktirinize göre puan verirseniz çok sevinirim... saygılar
http://www30.brinkster.com/altinkalem/siir_yarisma.asp? sayfa=204
Kibar Tavasav