12 Eylül'de de Çok Güldük Netekim! Kitap Tanıtım Yazısı

Aile içi ilişkilerde, büyük kente göçle gelmiş, bir ucu Anadoluya uzanan, o yıllardaki sosyolojik yapıyı da gözlüyoruz bu öykülerde.

yazı resim

12 Eylülde de Çok Güldük Netekim!
Geçtiğimiz aylarda, Necmettin Yalçınkayanın Ozan Yayıncılıktan 12 Eylülde de Çok Güldük Netekim! - Anamdan İnciler adlı öykü kitabı çıktı.
N.Yalçınkaya, 12 Eylül vahşeti nedeniyle, yurtdışında yaşamak zorunda olan bir politik göçmen. Daha önce çeşitli internet sitelerinde yayınlanan öykülerini kitap haline getirmiş, yayınlandı.
N.Yalçınkaya, 12 Eylül öncesi, lise çağlarında bir genç. Doğudan İzmire göç edip yerleşen bir ailenin çocuğu olarak mahallenin gençleriyle birlikte devrimci savaşım içinde yer almış. Kitabindaki öyküler, anılardan yola çıkarak o günleri dile getiriyor. Birinci ağızdan, tarihe gerçekçi bir not düşüyor yazar.
Rahat, içten, yalın, mizahi bir dille yazmış kısa öykülerini. Bu öyküler aracılığıyla, Ana tipi ekseninde, 1975-1980 arasında, devrimci kanatta yer alan gençliğin bir bölümünü anlatıyor. Gençlikteki saf, naif, ateşli, coşkulu inancı, sosyalizmi öğrenme çabalarını, yapılan hataları, yanlışları, doğruları abartısız nesnel bir gözle aktarıyor.
Ana, Nasrettin Hocanın torunu sanki. Gençlerin hatalarına, halkın anlayamadığı yaklaşım ve davranışlarına Hocavari şakalarla, kimi zaman öfkeyle ama sevecenlikle yönelttiği eleştirileri gülerek okuyoruz. Gençler mi?... Ah, gençlik işte ne olacak Elbette gülüp geçiyorlar, bildiklerini okuyorlar.
Aile içi ilişkilerde, büyük kente göçle gelmiş, bir ucu Anadoluya uzanan, o yıllardaki sosyolojik yapıyı da gözlüyoruz bu öykülerde.
Ana, aile birliğinin temeli, direği pekçok Anadolu kadını gibi. Göçle gelip kentlerde üretime katılınca mayasındaki özgüveni daha da yükselirdi o zamanlar kadınların. Örtünüp saklanıp, eve tıkılıp çocuk doğurmaya açıkça zorlanmazlardı şimdiki gibi. İş bulabilen çalışırdı. Bu da kadınların toplumsal eşitsizlikleri algılamasında kolaylık sağlardı. Zeki bir kadın ana. Kent yaşamı, onun cahilliğini, yaşamın deneyimleriyle aşmasına, kendine özgü bir bilgeliğe dönüştürebilmesine neden olmuş. Korkusuz, inatçı ama Anadolu köylüsünün bencilliği ve kurnazlığını da yitirmemiş. Tehlike karşısında, koruma ve tehlikeyi savuşturmada kullandığı silahlar bencil ve kurnaz yanı. Ana; canlı, düşündüren, sahiplenen, koruyan kollayan, sevecen, gülümseten ve güldüren bir tip bu öykülerde.
Yalçınkaya ve Anası, acılı bir dönemin bir grup gençliğinin yaşamından ve iç dünyasından, birinci ağızdan, gerçekçi, sevimli, hüzünlü bir kesit sunuyor bize. Özellikle dönemin acısını yaşamamış ama öğrenmek isteyen okurlara ve o dönemle özellikle bağı kopartılmış sonraki kuşaklara bu dönemi, gülümseterek bazen de kahkaha attırarak aktaran bir kitap 12 Eylülde de Çok Güldük Netekim! Okuyunca seveceğinizi umuyorum.
Vildan sevil

Başa Dön